Fransa'nın ikinci büyük kenti olan Marsilya'nın ana tren garındaki danışma bürosuna sorduğum "sabah 4'te buradan havaalanına nasıl gidebilirim?" sorusunun "sabah 4'te oraya gitmenin bir yolu yok, bence hemen gidin orada uyuyun" şeklinde cevaplanması, sonrasında 20-25 metre ötedeki havaalanı servisleri bürosunu görüp istediğim saate biletimi almam. Tabii bunun öncesinde küçük bir köyde olmamanın rahatlığıyla sorduğum "İngilizce konuşuyor musunuz?" sorusuna kollarını kavuşturup arkasına yaslanarak "Hayır" demesine hiç girmiyorum.